Erdoğan’ın “bilek güreşi” çıkışına Özgür Özel’den cevap: Yarın karar alalım, 2 ay sonra seçim olsun

Erken seçim tartışmalarını değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhalefet kendi içindeki 'bilek güreşini' perdelemeye çalışıyor" dedi. Bu sözlere cevap veren Özgür Özel, "Bizce yarın karar alalım, 2 ay sonra hemen seçim olsun" ifadelerini kullandı.

Seçimin üzerinden 4 ay geçse de siyaset gündemindeki erken seçim tartışmaları devam ediyor. Dün akşam Kabine sonrasında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milli iradenin en özgür biçimde tecelli vasıtası seçimdir, sandıktır. Bunun tartışılmasını dahi yersiz buluyor, Türk demokrasisine hakaret olarak değerlendiriyoruz.” dedi.

“MUHALEFET İÇERİDEKİ BİLEK GÜREŞİNİ PERDELEMEYE ÇALIŞIYOR”

Bu tartışmaların muhalefet bünyesinde giderek kızışan iç savaşın dışa yansımalarından ibaret olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: “Tabii yeni hükümet sisteminde ‘erken seçim’ diye bir kavram da yoktur. Bunun yerine, Cumhurbaşkanı ve Meclis’in ‘seçimlerin yenilenmesi’ kararı alması vardır. Muhalefetin diğer birçok alan gibi burada da Türkiye’yi geriden takip ettiği anlaşılıyor. Hiçbir temeli olmayan, bu tarz sahte gündemlerle muhalefet kendi içindeki ‘bilek güreşini’ perdelemeye çalışmaktadır. Hükümet olarak bu tartışmaların ne tarafıyız ne de muhatabıyız. Biz sadece ve sadece işimize odaklanıyoruz. Muhalefet iç hesaplaşmasını ülkeye, millete ve ekonomiye zarar verecek şekilde yürütmemelidir. Allah’ın izniyle önümüzde, Parlamentoda ve Cumhurbaşkanlığında 4 yıllık, yerel yönetimlerde de 5 yıllık seçimsiz bir dönem vardır. İş dünyasından siyasetçisine, esnafından memuruna, ev hanımından öğrencisine kadar herkes planını, programını buna göre yapmalıdır.”

“YARIN KARAR ALALIM, 2 AY SONRA SEÇİM OLSUN”

Bugünse CHP Genel Başkanı Özgür Özel gazetecilerin sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Muhalefet, böyle sahte gündemlerle kendi içindeki bilek bilek güreşini perdelemeye çalışıyor” sözüne tepki gösteren Özel, “Erken seçimle ilgili Sayın Cumhurbaşkanı’nın yaptığı teknik değerlendirme doğdurur. Çünkü ‘erken seçim’ diye bir şey söz konusu değil ‘seçimlerin yenilenmesi’ ya kendi kararıyla olur… O durumda bir daha aday olamıyor ya da Meclis’te 360 vekilin kararıyla olur. O durumda geçen seçimde YSK’nın verdiği kararla bu dönem 2. dönem kabul edildiği için son bir kez aday olabiliyor. Meclis’in 360 vekille karar almasıyla seçimler yenilenebilir. Bu ne zaman olsun derseniz, bizce yarın karar alalım, 2 ay sonra hemen seçim olsun.” dedi.

“EMEKLİ, ÇİFTÇİ VE ESNAF PERİŞAN DURUMDA”

Özel açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Ama kendisinin yapmış olduğu ‘teknik değerlendirme’ ne kadar isabetliyse yaptığı siyasi değerlendirme de o kadar isabetsizdir. Diyor ki ‘4 yıl seçim yok, herkes hesabını buna göre yapsın’. Seçim yok diye asgari ücrete zam yok, en düşük emekli maaşı 10 bin TL! Geçen yıl asgari ücrete 3 ayda bir zam yapmayı konuşanlar şimdi ‘Bu maaşla 6 ay daha geçinsinler’ diyor. Bugünkü 17 bin TL, Ocak 13 bin TL’ye denk geliyor. 6 ay daha zam vermeyelim diyor. 17 bin TL sen al, sen buna göre hesabını yap. Böyle bir hesap olmaz. Bütün emeklileri, asgari ücretliler, çiftçiler, esnaflar perişan durumda.

ERDOĞAN’LA YAPTIĞI GÖRÜŞMEYİ HATIRLATTI

Seçim dönemi parayı bol bol dağıtıp, seçim ekonomisi uygulayıp, 4 yıl acı reçete içirmenin nasıl savunulabilir bir tarafı olabilir? Biz hesabımızı kitabımızı millete göre yapıyoruz. Kocaeli Gebze’ye gidiyoruz, yüz bin işçi geliyor oraya… Biz oraya ‘Geçinebiliyor musunuz?’ diyoruz, hep bir ağızdan geçinemiyoruz diyorlar. Ben demiyorum meydanlar ‘seçim’ diye bağırıyor. Meydandaki işçiler emekliler ‘erken seçim’ diye bağırıyor, rahatlamıyorlar. Onları geçinemez halde bıraktınız, meselenin özü budur.

Kendisiyle yaptığım görüşmede bu 4 ana başlığı da çarelerini de söyledim. Demokrasi yönünde atılması gereken adımları da söyledim. 
Milletin sıkıntılarına çare olabilecek adımlar atılırsa, 31 Mart seçim sonuçlarını gerekçe yapıp “Ben birinci partiyim, hadi seçim” demeyeceğim. Ama millet isterse ne yapalım? 

“BİZİMKİLER SUNİ GÜNDEMSE SİZİN GÜNDEMİNİZ NE?”

Çay üreticisi, buğday üreticisi seçim istiyorsa bunda bizim ne günahımız var. Tek günah sizin. Sizin gibi sorumluyu Mehmet Şimşek’i göstermek isterim. Ama valla ben de sizin yalancınızım. Her şeyin sorumlusu sensen birazcık bu konularda vatandaşın sesini duymak lazım. Sizin memleketten, Rize’den bağırdılar, ‘geçinemiyoruz’ diye…Türkiye’nin dört bir yanı yoksulluktan perişan olmuşken bu kadar duyarsızlık olmaz. Biz hesabımızı kitabımızı millet neye göre yapıyorsa ona göre yapacağız. Kimse kusura bakmasın. 

Valla bugün ülke gündeminde konuşulan mesele CHP olsa sen haklısın. Ama bugün her yerde yoksulluk, işsizlik, açlık, verdiği sözleri tutmaman konuşuluyorsa senin gündemi karıştırman başka bir şey. Biriniz yoksulluk konuşulmasın istiyorsunuz diğeriniz Sinan Ateş.
10 tane vekille takip ediyoruz. Ama siz o çığlığı duymuyorsunuz. Başkent’in ortasında bir ülkü ocakları önceki genel başkanı cenazesi siyaseten duruyor. Ortağın ‘elleme’ dedi diye ellemiyorsun. Sonra da muhalefeti suni gündem oluşturmakla… Sinan Ateş suni gündem ise, yoksulluk işsizlik suni gündemse nedir senin gündemin? Bana bir onu söyle, onu konuşalım!

“VATANDAŞIN KAVGASINI VERECEĞİM”

İstedikleri kadar rahatsız olsunlar… Üslubumuzu bozmayız, hakaret etmeyiz… Ama kimse kusura bakmasın… Şimdi nasıl döndünüz normalleşme diyorsunuz. Çünkü görüyorlar ki onlar vatandaşa zulmettikçe muhalefette yumuşama falan olmaz… Hiç öyle bir şeye niyetimiz yok.  Normali şudur vatandaşın gündemi neyse benim gündemim odur. Benimle istedikleri kadar kavga etmek istesinler ben vatandaşın kavgasını vereceğim arkadaşlar.

Tayyip Bey’i üzmeyen istatistik kurumunun verilerine göre dahi asgari ücret şu ana kadar 3850 TL erimiş durumda. ‘Yarından itibaren düşecek’ diyorlar… Sanki petrol, maden, altın bulundu da düşecek! Geçen yıl bu zaman öyle bir saçmaladınız ki… Aylık enflasyon çok yüksekti, bu ay enflasyon yine yüksek ama baz etkisiyle gelecek aydan itibaren düşüş görülecek… Bununla vatandaşı kandırmaya çalışıyorlar. Baz etkisiyle kaz etkisi gibi anlatmaya çalışıyorlar. Yok öyle bir şey.

Geçen yılki Ağustos verisi çok daha yüksekti. Bu yıl daha düşük gelecek diye ‘dezenflasyon süreci başladı’…  Enflasyon artı olduğu müddetçe hayat pahalılığı artıyor demektir. Enflasyon yüzde 50’yse gelecek sene fiyatlar yüzde 50 artar. Fiyatların düşmesi için eksi enflasyon lazım. Siz yüzde 12’lerdeki enflasyonu, sırf seçimde tüketici güven endeksi artsın, piyasada para bollaşsın diye olmadık saçmalıklarla yüzde 80’lere kadar getirdiniz. Bugün Türkiye AK Parti’nin kıl payıyla da olsa bir seçim daha kazanmak için yaptığı kötülüğün bedelini ödüyor. Enflasyonla ilgili alınması gereken gerçek tedbirler yerine suya sabuna dokunmayan sadece vatandaşa kemer sıktıran tedbirler alınıyor. Bunun cezasını da ceremesini de siyaseten Cumhur İttifakı çekecek.”

Kaynak: Türkiye Gazetesi