Çanakkale neyse 15 Temmuz da o! Milletin Zaferi 8. yılda anlatılacak

15 Temmuz Destanı, 8. yılda “Milletin Zaferi” temasıyla anlatılacak. Etkinliklerin ilki Millî Savunma Bakanlığında yapıldı. O gün ordu-millet dayanışmasının en güzide örneğinin sergilendiğini belirten Bakan Yaşar Güler “Milletimiz, Çanakkale’de, İstiklal Harbi’nde, Kore’de ve Kıbrıs’ta olduğu gibi 15 Temmuz’da da içimize sızan hainlere diz çöktürmüştür” dedi.

Millî Savunma Bakanlığı tarafından FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin 8’inci yıl dönümü vesilesiyle “15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Töreni” düzenlendi. Törene video mesaj gönderen Bakan Güler, 15 Temmuz’u hatırlamanın, geçmişten ibret almak için son derece önemli ve gerekli olduğunu vurgulayarak millî iradeye karşı bir grup alçağın ihanetiyle meydana gelen bu kalleş teşebbüsün, milletin engin feraseti ve vatanına, devletine bağlı şerefli Türk askerinin korku nedir bilmeyen duruşuyla bir destana dönüştüğünü söyledi.

Darbe gecesi Türk milletinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine her yaştan insanıyla bu alçaklara karşı durduğunu, devletinin bekasına ve kendi geleceğine sahip çıktığını belirten Güler “Ordu-millet dayanışmasının en güzide örneğinin sergilendiği bu kararlı ve dik duruş sayesinde hain FETÖ’cülerin 40 yılı aşkın süredir planladığı sinsi kalkışma çok kısa bir sürede bastırılmış, milletimizin bağımsızlık ve özgürlüğüne verdiği önem, bir kez daha tüm dünyaya ilan edilmiştir” diye konuştu.

Bu millî ve güçlü duruşun, milletin canı pahasına ortaya koyduğu cesaretin ve Türk ordusunun yüksek karakterinin en açık göstergesi olduğuna dikkati çeken Güler, şöyle devam etti:

Nitekim Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, dün Çanakkale’de, İstiklal Harbi’nde, Kore’de ve Kıbrıs’ta, bugün de yurt içi ve sınır ötesinde terörle mücadelede gözünü kırpmadan nasıl şehadete koştuysa, 15 Temmuz’da da vatandaşlarımızla omuz omuza, içine sızan hainlere diz çöktürmüş, demokrasiye olan inancını bir kez daha gözler önüne sererek ezber bozucu bir başarıya imza atmıştır.”

Hainlerden temizlenen Türk Silahlı Kuvvetlerinin eskisinden daha etkin, caydırıcı ve saygın bir şekilde görevlerini sürdürmekte olduğunu belirten Güler, bu kapsamda son bir asrın en yoğun faaliyetlerinin büyük bir başarıyla icra edildiğini ifade etti.

Devletin de hukuk kuralları çerçevesinde, şehit ve gazilerin kanlarını yerde bırakmadığını, sevenlerinin gözyaşlarının hesabını sorduğunu ve sormaya devam edeceğini bildiren Güler, “Bakanlığımızın hain FETÖ’yle mücadelesi, örgütle iltisaklı tek bir personel kalmayıncaya kadar azim ve kararlılıkla sürdürülecektir. Kahraman ordumuzun şanlı üniformasını hiçbir hainin taşımasına asla müsaade etmeyeceğiz” dedi.

ŞEHİT OĞLUNUN HASRETİYLE YAŞIYOR

Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki “Hendek Olayları” sırasında terör örgütü PKK mensuplarıyla girdiği çatışmada yaralanan, Gölbaşı Özel Harekât Başkanlığındaki görevine döndükten sonra FETÖ’nün darbe girişiminde şehit olan polis memuru Niyazi Ergüven’in annesi Saadet Ergüven, oğlunun acısını ilk günkü gibi hissediyor. Pazartesi günü Mersin’de vedalaşarak ayrıldığı oğlunun cuma günü şehit olduğunu, son defa darbe girişiminin yaşandığı gün konuştuklarını ifade eden Ergüven “Acısı hâlâ dinmedi ancak yanına varırsam biter. Sekiz sene olacak bu sene, hiç bitmedi, bitmiyor ki” dedi. 

15 TEMMUZ’UN GELMESİNİ İSTEMİYORUM

FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde şehit düşen 27 yaşındaki Özel Harekât polisi Sevda Güngör’ün ailesinin acısı, tazeliğini koruyor. Güngör’ün ailesi, darbecilerin şehit ettiği kızlarından geriye kalan fotoğraflarla teselli bulmaya çalışıyor. Şehidin babası Mehmet Güngör, hain girişimi unutamadıklarını belirterek “15 Temmuz gününü düşünmek istemiyorum. O gün bize karabulut” dedi. 

Sekiz senedir kızlarının acısını yaşadıklarını vurgulayan anne Nural Güngör de “15 Temmuz’un gelmesini hiç istemiyorum. 15 Temmuz yaklaştıkça o günler aklıma geliyor. Hayat devam ediyor ama bizim hayatımız bitmiş” diye konuştu.

DARBECİLERİN SALDIRDIĞI OTEL ODASINDAKİ İZLER KORUNUYOR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te konakladığı otele gelen FETÖ suikast timinin 15 Temmuz 2016’da geride bıraktığı izler, üzerinden geçen sekiz senede olduğu gibi korunuyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz 2016’da darbe girişiminin yaşandığı gün konakladığı ve buradan ayrılmasının hemen ardından FETÖ’nün suikast timinin saldırıda bulunduğu oteldeki tahribatın izleri, otel yönetiminin aldığı karar gereği tozuna dahi dokunulmadan, temizlik ve onarım yapılmadan duruyor. Koruma altına alınan ve kullanıma açılmayan odalar, üzerinden sekiz sene geçse de darbe girişimi gecesi yaşananları bütün açıklığıyla gözler önüne seriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı oda, toplantı yaptığı ve o gece koruma polislerinin bulunduğu bina ile güvenlik güçlerinin kaldığı, demir korkuluklarla muhafaza altına alınan odalarda temizlik dahi yapılmıyor. Saldırının en ağır yaşandığı odaların birindeki kırık pencereler ise dış cephenin kartonpiyerle kaplanmasıyla kamufle edilmiş durumda.
Kurşunlanmış kapı kilitleri, kapılar, kırık aynalar, parçalanmış eşyalar, kurşun deliklerinin yer aldığı duvarlar ve mobilyalar da darbecilerin hain saldırısının boyutlarını ortaya koyuyor. Suikast timinin saldırısı sırasında çatışmanın yaşandığı otel odasında darbecilere karşı koyan bir koruma polisine ait kelepçe, kan izleri bulunan yatağın üzerinde dururken, bir kanepenin üzerinde 18 kurşun izi dikkatleri çekiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı odanın arkasındaki mescide çevrilen odada yerde serili seccadeler ile tesbihler, toplantı masasındaki dağınık dosya ve kâğıtlar, toplantı odasının lavabo bölümündeki çatışma izleri de yaşanan dehşetin izlerini bugüne taşıyor.

Kaynak: Türkiye Gazetesi