Olimpiyatın binlerce yıllık öyküsü nasıl başladı? Milyonlarca sporsever Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunlarını bekliyor
Türkiye'nin 102 sporcuyla katılacağı 2024 Paris Olimpiyat Oyunları 26 Temmuz'da başlıyor. Büyük bir heyecanla beklenen olimpiyatın tarihsel süreç içerisindeki gelişimi sporseverlerin dikkatini çekiyor. İşte detaylar...
Tüm dünyadan sporcuların katılımıyla gerçekleşen olimpiyatlar, günümüzün en büyük spor organizasyonu. Sporcuların başarıları, yerinden veya ekran başından 100 milyonlar tarafından takip ediliyor. 4 yılda bir düzenlenen olimpiyatlar, branş çeşitliliği ve farklı ülkeleri temsil eden sporcuları bir araya getirmesi bakımından diğer spor etkinliklerinin arasında ayrı bir konuma sahip.
Sporu, kültür ve eğitimle bir araya getirmek, herkesin spor yapmasını ve yarışmaktan keyif almayı teşvik etmenin yanı sıra spor vasıtasıyla barış, dostluk, dayanışma, fair play ve saygı ruhu içinde daha iyi bir dünya oluşturmayı hedefleyen modern olimpiyatların kökleri, milattan önce 8. yüzyıla kadar dayanıyor.
Antik olimpiyatlar, Mora Yarımadası’nın batısındaki Elid’in kralı Iphitos’un emriyle Yunan mitolojisindeki tanrı Zeus onuruna, Olimpiya bölgesinde düzenlenen dini içerikli şenliklerle başladı. Önceleri bir gün süren koşulardan oluşan oyunlara, yıllar içinde değişik mesafelerde yarışlar, disk ve cirit atma, uzun atlama, boks, güreş, atlı araba yarışları gibi branşlar da eklenerek şenliklerin süresi 5 güne çıkarıldı.
Yalnızca erkeklerin katılabildiği ve zamanla şehir devletler arasında siyasi bir güç gösterisine dönüşen yarışmaların kazananlarına, ödül olarak zeytin dalından yapılmış taç veriliyordu. Milattan önce 2. yüzyıldaki Roma işgali sonrası Atina’ya alınan oyunlar, bunu bir pagan ritüeli olarak gören İmparator I. Theodosius tarafından milattan sonra 4. yüzyılda kaldırıldı.
MODERN OLİMPİYATLARIN DOĞUŞU NASIL BAŞLADI?
“Hayatta önemli olan zafer elde etmek değil çabalamaktır. Önemli olan kazanmak değil iyi mücadele etmektir.” sözünün sahibi Fransız tarihçi Pierre de Coubertin, yaklaşık bin 500 yıl sonra modern oyunların başlamasına ön ayak oldu.
Olimpiyatların yeniden düzenlenmesi gerektiğini savunan Baron Coubertin, 1892’de Paris-Sorbonne Üniversitesindeki konuşmasında, uluslararası spor organizasyonu fikrini öne sürdü. Uluslararası Olimpiyat Komitesinin (IOC) ilk toplantısı, sporu yaygınlaştırmak gerektiğine ve spordaki rekabetin savaşları önleyebileceğine inanan Coubertin önderliğinde 23 Haziran 1894’te Paris’te gerçekleşti.
1. IOC Toplantısı sonucunda olimpiyatların yeniden düzenlenmesine ve ilk oyunların 1896’da Atina’da yapılmasına karar verildi. 1896 Atina Olimpiyatları’nın programında 9 branş (atletizm, bisiklet, cimnastik, eskrim, güreş, atıcılık, halter, yüzme, tenis) yer aldı.
1916’da Birinci Dünya Savaşı, 1940 ve 1944’te ise İkinci Dünya Savaşı yüzünden yapılamayan olimpiyatlar, bu 3 istisna dışında her 4 yılda bir organize edildi. 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle bir yıl gecikmeli olarak 2021’de gerçekleştirildi.
TÜRKİYE 102 SPORCU İLE KATILACAK
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nın açılış töreninde Türk bayrağını, milli boksör Busenaz Sürmeneli ile milli okçu Mete Gazoz’un taşıyacağını duyurdu.
Tokyo 2020’de kadınlar 69 kiloda altın madalya kazanan Busenaz Sürmeneli, Türk boks tarihinde şampiyonluk yaşayan ilk kadın sporcu olmuştu.
Erkekler klasik yayda şampiyon olan Mete Gazoz ise okçuluk branşında Türkiye’ye tarihteki ilk olimpiyat madalyasını kazandırmıştı.
Türkiye’nin Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda 102 sporcuyla yer alacağını hatırlatan Bakan Bak, şu ifadeleri kullandı:
“Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nın resmi açılışında yapılacak geçit töreninde bayrağımızı milli boksörümüz Busenaz Sürmeneli ve milli okçumuz Mete Gazoz taşıyacak. İki sporcumuz da olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonalarında altın madalya kazanarak bizleri gururlandırmıştı. Olimpiyatlarda Türk bayrağını taşıyacak Busenaz Sürmeneli ve Mete Gazoz’u kutluyorum. Paris’e iddialı ve umutlu gidiyoruz. 102 sporcumuz kota aldı. Oyunlarda ülkemizi 54 kadın ve 48 erkek sporcumuz, 18 spor dalında temsil edecek. Sporcularımızın yeni bir başarı hikayesi yazacağına yürekten inanıyorum. Tüm sporcularımıza güveniyoruz, onlara başarılar diliyorum.”
OLİMPİYATLARIN LOGOSU VE SLOGANI
IOC kurucusu Coubertin tarafından 1912’de tasarlanan olimpiyat logosu, beyaz zemin üzerine iç içe geçmiş mavi, sarı, siyah, yeşil ve kırmızı halkalardan oluşuyor. Baron Coubertin, o dönem oyunlara katılan tüm ülkelerin bayraklarının rengini barındırdığı için böyle bir sembol kullanmayı tercih etti.
Aynı zamanda Avrupa Olimpiyat Komiteleri (EOC), Asya Olimpik Konseyi (OCA), Afrika Ulusal Olimpiyat Komiteleri Birliği (ANOCA), Pan Amerikan Spor Organizasyonu (PASO) ve Okyanusya Ulusal Olimpiyat Komiteleri’ni (ONOC) ve dolayısıyla 5 kıtayı temsil eden halkalar, ilk kez 1920 Antwerp Olimpiyatları’nda kullanıldı.
“Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü” anlamına gelen Latince “Citius, Altius, Fortius” sloganını, olimpiyatlara adapte eden isim de Baron Coubertin’dir. Coubertin, sporu güçlü bir eğitim aracı olarak kullanan Katolik mezhebine bağlı Dominikan rahibi ve öğretmen arkadaşı Henri Didon’un, okullar arası bir atletizm yarışmasında hatiplere has bir coşkuyla “Citius, Altius, Fortius” kelimeleriyle bitirdiği konuşmasından çok etkilenmişti.
“Citius, Altius, Fortius”u olimpiyatların düsturu haline getiren Coubertin, ilk kez 1924 Paris Olimpiyatları’nda tanıtılan sloganın, rekorlara meydan okuyan sporcular için olduğunu söyleyerek, “Bu üç kelime, etik güzelliği temsil ediyor” demişti.
OLİMPİYAT MARŞI NASIL YAZILDI?
“Koşuda, güreşte ve (gülle) atmada, soylu yarışmaların itici gücüyle parla” dizeleri birçok kişiye yabancı gelebilir. Aslında bu dizeler, sporun kalbinin attığı olimpiyatların, açılış töreninde seslendirilen Olimpiyat Marşı’nın orijinal halindeki, ufak bir bölümünden başka bir şey değil.
1894’teki ilk IOC toplantısında başkanlık koltuğuna geçen Yunan Demetrius Vikelas, vatandaşları şair Kostis Palamas ve operacı Spyridon Samaras’ı, oyunlara özgü bir marş yapmaları için görevlendirdi. Böylece koroyla söylenen kısa bir oratoryo olan Olimpiyat Marşı ortaya çıktı. Modern olimpiyatların ilki olan 1896 Atina’nın açılış töreninde seslendirilen marş, sözleri şarkıya uyarlandıktan sonra Resmi Olimpiyat Marşı olarak 1958’de Japonya’nın başkenti Tokyo’da düzenlenen 54. IOC Toplantısı’nda tescillendi.
OLİMPİYAT MARŞI’NIN TÜRKÇE ÇEVİRİSİ
Ey kadim (antik) ölümsüz ruh,
Güzelliğin, yüceliğin ve hakikatin tertemiz babası
(Gökten) in, göster kendini ve şimşek gibi çak
Sahip olduğun yer ve gökyüzünün ihtişamıyla
Koşuda, güreşte ve (gülle) atmada,
Soylu yarışmaların itici gücüyle parla
Ve dalı solmayan çiçeklerle donat
Vücudunu, muktedir ve saygı duyulur yap
Ovalar, dağlar ve denizler seninle ışıldar
Eflatun beyaz büyük bir mabet gibi
Sana tapmak için bu mabede koşar
Ey her ulusun kadim ölümsüz ruhu
Kaynak: Türkiye Gazetesi